Dostlar Tiyatrosu’nun kurucusu ve Türk tiyatrosunun büyük ustası Genco Erkal için ENKA Oditoryumu’nda düzenlenen etkinliğe gazetemiz yazarları da katıldı. Doç. Dr. Ferdi Çetin moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğin ilk oturumunda yazarlarımız Prof. Dr. Ayşegül Yüksel, prof. Dr. Dikmen Gürün, Zeynep Oral ve eleştirmen, yazar ve çevirmen Seçkin Selvi, Genco Erkal’ın 65 yıllık sanat mücadelesiyle festivale katkı sağladığını dile getirdi.
Ayşegül Yüksel videoyla katılarak Genco Erkal’in hayatıyla tiyatrosunun bir olduğunu vurguladı. Daha sonra sanatıyla çağına tanıklık eden büyük bir sanatçı olduğunu söyleyen Seçkin Selvi, Erkal’ın Genç Oyuncularla başlayan tiyatro yolculuğunu ve tiyatronun öncüsü Dostlar Tiyatrosu’nun kuruluşuna kadar geçen süreci anlattı. 1969’da Türk Tiyatrosu.
‘BASKI GÖRDÜ, PES ETMEDİ’
Zeynep Oral, yaşamının son gününe kadar tiyatro sanatından taviz vermeden oyuncu, yönetmen ve yazar olarak yaşamını sürdürdüğü bu dönemi, Alpagut Olayı’ndan Sivas 93’e kadar birçok oyununu anımsatarak anlattı.
Oral, şunları söyledi: “Genco Erkal’ın hayatında ve tiyatrosunda iki yazar çok önemli rol oynadı. Pek çok oyununu kendisinden seslendirdiği, diyalektik yöntemi öğrendiği Bertolt Brecht ve sesini dünyanın soluduğu her kıtaya taşıdığını gördüğüm Nâzım Hikmet” dedi. çünkü direnen ama pes etmeyenlerin sesiydi. Bir tiyatro sahnesine adının verilmesini ve heykelinin dikilmesini istiyordu.
‘SOSYALİST SANAT’
Dikmen Gürün, 1993-2012 yılları arasında yönettiği festivalde seslendirdikleri “Halkım” ile başlayan eğlenceli ve öğretici yolculuğunun yanı sıra, Rumeli Hisarı’nda “Nazım’a Hediye” adlı eserini de sergilediklerini anlattı. kadın korosu. Gürün, şunları söyledi: “Yıllardır izlediği sosyalist sanat politikasından hiçbir zaman taviz vermedi. Zihninin süzgecinden süzerek incelediği topluma ve sisteme dair sorunları ve derin soruları sahneye taşıdı. “Genco’nun 65 yıldır sahneye çıkardığı ve bizimle paylaştığı eleştirinin özü budur” dedi.
İkinci oturumda ise müzisyen Yiğit Özatalay ile ünlü oyuncuları Tülay Günal ve Meral Çetinkaya, kendisiyle aynı sahneyi paylaşmanın ne kadar değerli bir deneyim olduğunu anlattı.