Suudi Arabistan ile İran’ın diplomatik ilişkileri yeniden başlatmak için el sıkışması ve Çin’in bu anlaşmaya aracılık etmesi ABD’de (ABD) ihtiyatla karşılandı.
Taraflar, iki ay içinde büyükelçilik ve misyonlarını yeniden açarak güvenlik ve ekonomik işbirliği anlaşmalarını hayata geçirme konusunda mutabakata vardı ve 10 Mart’ta Çin’in başkenti Pekin’de imzalar atıldı.
Anlaşmanın ardından Amerikan medyası girişimi ‘Washington’un Ortadoğu’daki nüfuzuna gölge düşüren’ yorumlarla bildirdi.
ABD’li düşünce kuruluşu Atlantic Council’e görüş mektubu yazan eski istihbarat şeflerinden Jonathan Panikoff, Çin’in hamlelerinin ABD yönetimine bir uyarı olması gerektiğini savundu.
Panikoff, “Çin’in Ortadoğu’daki varlığının pasif ekonomik çıkarlarla sınırlı olduğu” görüşünün yaygın olduğunu ancak ticari ilişkilerin zamanla diplomasiyi güçlendirerek istihbarat ve güvenlik konularında iş birliğine yol açabileceğini ve Pekin’in bölgedeki nüfuzunu pekiştirebileceğini söyledi. . Eski istihbarat şefine göre Çin’in ABD’nin Orta Doğu’da bıraktığı boşluğu doldurması, ABD ticaretinin, enerjisinin ve ulusal güvenliğinin etkileneceği anlamına geliyor.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Middle East Institute’tan Alex Vatanka, Pekin’in siyasi konumunu güçlendireceğini düşünmüyor. Vatanka, tarafların uzlaşmasının büyük önem taşıdığını ancak bunun özellikle Yemen’deki şiddeti hafifletip hafifletmeyeceği konusunda soru işaretleri olduğunu söyledi.
The Hill’e konuşan Vatanka’ya göre, Çin’in en büyük rakibinin işin içine girmesi ABD’nin “bölgede kilit rol oynayamayacağı” izlenimini veriyor, ancak Pekin’in rüzgarının Orta Doğu’da esmesi pek olası değil.
Çin’in Suudi Arabistan’ın en büyük petrol müşterilerinden biri olması ve aynı zamanda Tahran ile yakın ilişkiler sürdürmesi taraflar arasındaki arabuluculuk rolünü kolaylaştırmıştır.
Beyaz Saray’ın ise ABD’nin böyle bir rolü üstlenmesinin, özellikle Trump yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından tamamen bozulan ilişkiler nedeniyle neredeyse imkansız olduğu da yazıldı.
ABD Başkanı Joe Biden geçen Temmuz ayında ABD’nin Orta Doğu bölgesinde aktif bir ortak olmaya devam edeceğini söylemişti: “Bölgeden asla ayrılmayacağız ve Çin, Rusya veya İran’ın dolduracağı bir boşluk bırakmayacağız.” . dedi.
İran-Suudi Arabistan ilişkileri
2 Ocak 2016’da Suudi Arabistan’da aralarında Şii din adamı Nimr al-Nimr’in de bulunduğu 47 kişi “terörizm” suçlamasıyla idam edildi.
İranlı yetkililerin infazlara tepki gösteren açıklamalarının ardından İran’da protestocular tarafından Suudi Arabistan’ın Tahran’daki büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binaları ateşe verildi.
Yemen’de Mart 2015’te başlayan kriz nedeniyle zaten gergin olan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler tamamen kesintiye uğradı. Pekin’de varılan anlaşmaya 7 yıl aradan sonra taraflar imza attı.
Yoruma kapalı.