Küratörlüğünü M. Cevahir Akbaş’ın üstlendiği sergi, caz kültürünün İstanbul’da ve özellikle Beyoğlu’nda başlangıcına ve yayılımına odaklanıyor. Dönemin toplumsal gelişmelerini dikkate alarak caz tarihi arşivinin araştırılmasına ve incelenmesine odaklanmaktadır. Sergi, cazın Türkiye’ye girişi ve yayılışı, kulüp kültürünün doğuşu, kadının caz müziğindeki yeri, swing dansının heyecanı, geçmiş festivallerin ve devamlılığının hikayeleri dahil olmak üzere cazın Türkiye’deki yolculuğunu aktarmayı amaçlıyor. olaylar. bugüne kadar ulaşılan arşivler arasındaki macera.
YEREL Prömiyerler, Festivaller…
Sergide, cazın Türkiye’ye ilk ulaştığında otel lobileri, balo salonları gibi üst sınıfların ilgisini çeken ortamlarda sıkışıp kaldığı, halktan uzak, elit bir kesime ait olduğu da belirtiliyor. Ancak yıllar geçtikçe caz müziğine ilgi duyan Türk müzisyenlerin sayısı da artıyor. Sergide yer alan uzun metinlerle, 70’li yıllarda ilk caz kulübünün açılışı ve giderek yaygınlaşması anlatılıyor.
İlk açılan mekanlar olan Nardis Caz Kulübü ile İstanbul ve Akbank caz festivallerinin renkli fotoğrafları görülmeye değer. 1962 yılında Hilton Oteli balosunda konser veren Louis Armstrong’un gülümseyen fotoğrafı ve Miles Davis’in 1988 yılında Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda üç gün üst üste verdiği konserin posteri sergideki etkileyici görüntüler arasında yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ bünyesindeki Taksim Sanat, 2019 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP’den CHP’ye devredilmesinin ardından özgün ve bağımsız sanatçıların sergilerine ağırlık vermeye başladı.
Taksim Sanat, konumu ve barındırdığı farklı sanat disiplinleri sayesinde çok farklı ve çeşitlilik gösteren bir kamusal profile kapılarını açıyor. Bu özelliğiyle bazı izleyicilerin günümüz sanatı ve sanatçılarıyla belki de ilk kez karşılaşabileceği bir alan yaratıyor.