Avrupa Hibrit, Moleküler Topluluğu tarafınca düzenlenen Canlı Hibrit Görüntüleme Konferansı’nda (CHILI) “Hedefli seyirciler ve PET/MRI ile hibrit görüntüleme ile gelecek perspektifleri de var, sadece tümör histolojisinin bilincinde olmalıyız” dedi. ve Translasyonel Görüntüleme (ESHIMT). Kabul edilmelidir ki, T-evrelemesi için FDG-PET/CT’nin klinik tesiri sınırlıdır. MSKCC’de Meme Görüntüleme Servisi’nde radyolog ve Cornell Üniversitesi Weill Tıp Fakültesi’nde radyoloji profesörü olan Pinker-Domenig, “Hususi göğüs görüntüleme ile karşılaştırıldığında zayıf bir duyarlılık ve özgüllüğe haiz” dedi. “FDG-PET/CT’de meme primer tümörü kesinlikle görülmeyebilir.” Bevacizumab ile kombine birinci basamak endokrin tedavisinden ilkin ve sonrasında metastatik meme kanseri olan 86 yaşındaki hanım, kontrastlı BT’de stabil hastalık ve PET/BT’de tam cevap gösteriyor. BT görüntüleri, omurgada, tedaviden sonrasında fark edilebilir bir değişim olmaksızın (c) biyopsi ile kanıtlanmış kemik metastazlarını (a’daki oklar) temsil eden birkaç sklerotik odak göstermektedir. Görüntüleme, omurga (kısa oklar), pelvis (kesikli ok) ve kaburgalar (noktalı ok) (b) dahil olmak suretiyle çoklu FDG-avid metastazlarını gösterir (b), tedavi başlangıcından sonrasında çözünürlük (d). Tedaviden ilkin (e) ve sonrasında (g) hiçbir metastaz göstermeyen aynı hastada pelvisin eksenel BT görüntüsü. Karşılık gelen eksenel PET/BT görüntüsü, (f) öncesinde çoklu metastazları ve tedaviden sonrasında (h) alımın çözünürlüğünü gösterir. Hasta 47 aylık takipte hala hayattaydı. Biçim ilk olarak EJNMMI’de gösterilen Dr. Christopher Riedl ve arkadaşlarına aittir. Koltuk altı düğümü evrelemesi (N-evrelemesi) söz mevzusu olduğunda, FDG-PET/CT ek olarak, sentinel lenf düğümü biyopsisi yada ultrasonlu hususi koltuk altı meme görüntülemesi ile karşılaştırıldığında nispeten zayıf bir duyarlılığa sadece iyi bir özgüllüğe haizdir. Bununla beraber, aslen Viyanalı olan ve bununla beraber Avrupa Göğüs Görüntüleme Derneği (EUSOBI) Yürütme Kurulu üyesi olan Pinker-Domenig’e nazaran, FDG-PET/CT, fazladan aksiller düğümlerin uzak evrelemesi ve N-evrelemesi için rakipsizdir. İç zincir meme metastazı olan bir hasta örneğini paylaştı. “Bu lenf düğümü BT ve FDG-avid’de belirgindi ve tedavinin seyrini değiştiren fazladan aksiller lenf düğümü metastazı olduğu doğrulandı” dedi. Uzak evrelemede (M-evreleme), FDG-PET/CT, CT yada kemik taraması şeklinde öteki tüm görüntüleme şekillerinden üstündür ve cerrahi yerine birincil sistemik tedavi şeklinde bir hastanın tedavi planını değiştirebilir. FDG-PET/CT’nin uzak metastaz tespitini mühim seviyede iyileştirdiğini ve hastanın evrelemesini değiştirebileceğini belirtti. “Evre IIA hastalarının %6’sı, Evre IIA hastalarının %15’i ve Evre IIIA hastalarının %28’i ileri evrede olacak ve bu yüzden planlanan tedavide farklılıklar yaşayacaktır.” Tedavi yanıtı değerlendirmesi FDG-PET/CT ek olarak tedavi yanıtında klinik tesir sağlayabilir ve “uzak hastalığı olan hastalarda yanıtı değerlendirirken öteki yöntemlerden fazlaca daha üstündür”, diye belirtti Pinker-Domenig. “Metastazı olan ve tedavi gören hastalar FDG’den vazgeçiyor ve daha sklerotik hale geliyor. Tek başına BT ile yeni sklerotik lezyonlar görüyoruz ve bunun ilerleyici hastalık mı, sklerotik kemik metastazı mı yoksa tedavi tesiri mi bulunduğunu bilmek olanaksız. Bu sual kolayca metastazın artık avid ve sklerotik olmadığı, sadece açıkça bir tedavi tesiri olduğu bir FDG-PET/CT taraması ile yanıtlandı” dedi. Evre IV meme kanserli hastalarda hayatta kalma tahmini için FDG-PET/CT ile kontrastlı BT’yi karşılaştıran bir çalışmada, RECIST’e cevap vermeyenlerin %43’ü FDG-PET/CT ile cevap verenler olarak sınıflandırıldı. “FDG-PET/CT, cevap verenleri bu şekilde doğru şekilde sınıflandırarak mühim klinik kıymet sağlıyor” dedi. “FDG ile, hasta uygunluğunu öteki tedavilere genişletiyoruz.” Son zamanlarda meydana getirilen araştırmalar ek olarak, tek başına RECIST’e bağlı kalındığında, hastaların mühim bir bölümünün yeni tedavi seçeneklerinden yararlanamayacağını da göstermiştir. Pinker-Domenig katılımcılara “PET/CT ile yalnız tedavi kararlarına rehberlik etmekle kalmıyor, bununla beraber hastaların yarar sağlayabilecekleri yeni tedavilere erişim hakkını da artırıyoruz” dedi. FDG-PET/CT’nin daha ilkin tedavi görmüş metastatik hastalarda tekrarlayan hastalıkları belirlemede fazlaca daha üstün bulunduğunu da sözlerine ekledi. Sadece radyologlar, FDG-PET/CT’nin tümör histolojisine bağlı olarak da sınırlamaları bulunduğunun bilincinde olmalıdır. Meme kanseri vakalarının bir çok invaziv duktal karsinomlardır (IDC). Ortalama %15’i, moleküler olarak değişik olan ve averaj olarak IDC’den daha azca FDG avid olan invaziv lobüler karsinomlardır. Hastanın en başından beri invaziv lobüler karsinoma (ILC) yada IDC’ye haiz bulunduğunun bilinmesi, bu yüzden FDG kullanmadan ilkin fazlaca önemlidir, diye uyardı. Pinker-Domenig, FDG-PET/CT’nin kısa sürede Ulusal Kapsamlı Kanser Ağı (NCCN) kılavuzlarına isteğe bağlı bir teşhis yöntemi olarak dahil edilmesiyle klinik uygulamada kullanımını zorlayacağına inanıyor. “Artık bunu yapma iznimiz var. Bu, sigortaların bu testler için geri ödeme yapma eğiliminde olacağı anlamına geliyor. Bu, doğru yönde atılmış bir adım ve muayeneye erişimi genişletecek” dedi. Gelecekteki yönergeler olarak, floroestradiol (FES) şeklinde hedeflenen izleyicilerin kullanımını ve PET/MRI’nin klinik uygulamasını düşünüyor. PET/MRI ile multiparametrik bir yaklaşım, her modalite tamamlayıcı informasyon sağladığından, bir informasyon örtüşmesi sağlamak için fazlaca anlamlıdır. “Bu bağlamda tek noktadan hizmet alma yaklaşımı en ilgili olanıdır. Memedeki tümörü başlangıçta evrelemek için MRG tercih edilen modalitedir. FDG-PET/CT ile uzaktan evrelemede faydamız var. FDG-PET/ ile MRI, genel teşhis evreleme doğruluğunu artırabilirsiniz” diye tamamlamış oldu.
Telif hakkı © 2022 AuntMinnieEurope.com
Sonraki mesaj
Yoruma kapalı.